Karanlık Aydınlık
“Artık öyle bir durumdayım ki korkunun bile kendinden korktuğu duygunun içine hapsolmuşum. Bazen içinde bulunduğum hapishaneden onun sayesinde çıkıyorum.”
Konuk yazar: Fevzi Erden (fevzierden@gmail.com)

Bugün size hayat hikâyemi anlatacağım. Bu hikâye ilginç mi, değil mi onu size bırakıyorum. Genelde çevremde farklı bir hikâyesi olan insanlara, kendi hikâyemi  anlamakta güçlük çeksem de ilgi gösteriyorlar. İnancı olanlar bunu kader ile adlandırıyor, olmayanlar ise hayatın cilvesi.

Biliyorum, yazımın başlığını gören ya da bu yazıyı okuyan veya okumayan herkesin kendi yaşamında ilginç bir hayat hikâyesi iddiası vardır. Herkesin hayat hikâyesi film gibidir, ama kimse benim hikâyem bir belgeseldir demez. Niye demez, neden demez bunu size bırakıyorum. Ben ilginç hayat hikâyeme geçiyorum.

Geliri iyi olan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam ekonomist annem ise mühendisti. Babamın işleri nedeniyle farklı şehirle farklı kültürleri görme fırsatım oldu. Sürekli adres değiştirmemiz belli bir süre iyi gibi görünse de, ortaokul yıllarında arkadaşsız olduğumu öğrendim. Herkesin birlikte okuma yazmayı öğrendiği veya oyun öğrendiği arkadaşları vardı, fakat benim yoktu. Bu nedenle bu beni biraz içime kapanık biri yapmıştı.

Lise yıllarımda kendimi farklı göstermek için yaşıtlarımın yaptıklarını yapmamaya çalışıyordum. Onlar gençlik dergileri okurken ben tarih kitapları okuyordum. Onlar kavga ederken ben ağaç dikme etkinliklerine katılıyordum. Ağaçlara ve doğaya karşı inanılmaz bir sempatim oluşmuştu. Her boşlukta ağaç dikmeye özen gösteriyordum. Tabii ki bu ağaç sevgimde, ağaç dikmeyi seven hem güzel hem akıllı hem de sarışın olan kızın da etkisi vardı.

Sarışın derken, günümüzdeki yapaylıkla oluşturulan sarışınlıktan değil. Onun doğal sarışınlığı bu açık olan renginin yüzüne ve gülümsemesine ayrı bir tatlılık getiriyordu. Ama ben o kıza hislerimi açamadım, korktum.

Orta okulda arkadaşsız kalmanın getirdiği iç güvensizliğim ile  lise yıllarımda arkadaşlarımın çağırdığı her etkinliğe sevmesem de gitmeye çalışıyordum. Bu etkinliklerin çoğunu tiyatro oluşturuyordu. İzlediğim komedi oyunlarından ve sanatçılardan etkilendim ve arkadaşlarımı ikna ederek bir grup kurdum.

Kendimizi göstermek istiyorduk. O dönem Yetenek Sizsiniz gibi, popüler olan yarışmalara katıldık ve güzel sonuçlar aldık. Yaklaşık 4 veya 5 yıl farklı organizasyonlarda farklı gösterilerde şovlar yaptık. Bizim için her şey iyi gidiyordu. Daha sonra çevremizdeki baskılar sonucunda televizyona bir şeyler yapma fikri bizi çekti. Bazı arkadaşlarımız farklı sebeplerden dolayı gruptan ayrıldı. Belli bir süre sonra yola çıktığımız komedi grubu da dağıldı.

Artık ben o sanat aşkını içime almıştım. Dizi ve filmlerdeki rollerde oynamaya başladım. Hayatımda her şey yolunda gidiyordu. Şan, şöhret, tanınırlık, sevdiğim işten para kazanmak benim için bir rüya gibiydi.

Evet rüya gibiydi… Pardon uyumuş kalmışım. Yaklaşık 20 gündür doğru düzgün uyuyamıyorum. Psikolojim yerinde desem doğru olmaz. Aldığım kararlar beni zihnen ve ruhen çok etkiliyor. Etrafıma karşı çok güçlü durmaya çalışıyorum, çünkü benim duruşumdan güç alan ve etkilenen insanlar var. Fakat bir şeyler ters gidiyor. Günümün çoğunu telefonda geçiriyorum, sürekli televizyon izliyorum.

Korkuyorum… Emin olun ölmekten değil. Artık öyle bir durumdayım ki korkunun bile kendinden korktuğu duygunun içine hapsolmuş durumdayım. Bazen içinde bulunduğum hapishaneden onun sayesinde çıkıyorum; Eşimin…

Eşim derken evet, ağaç dikerken görmüş olduğum o sarışın kız ile evlendim ve iki çocuğumuz oldu. Ama artık kendi ailemden ve çocuklarımdan daha önemli olanlar aileler ve çocuklar var.

Hayatımın ilginç olup olmadığını siz söyleyin. Yaşamım boyunca doğa sevgisi, aşk ve sanatla büyüyen ben, insan sevgimi kaybetmeden hareket etmeye çalışıyorum.

Çok özür dilerim hayat hikâyemi anlattım ama kim olduğumu söylemedim.

Ben,

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir ZELENSKİ…

İnsanları sevmeye devam edin, ama insancıl duygulara sahip olanları…

Kapak görseli: İllüstrasyon, Ben Wiseman
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir